Demokratik toplumların olmazsa olmaz özelliği güçler dengesine dayanmasıdır. Bir toplumda güçler arasında denge yok ise o toplumda güç kimlerde toplanıyorsa demokrasi ondan yana işler. Bu nedenle demokratik toplumlar örgütlü toplumlardır. Örgütlenmenin zayıf olduğu toplumlarda demokrasi sorunludur ve güçlü olan taraf demokrasiye şekil verir.
Kuvvetler Ayrılığı Demokratik Sistemleri Dengede Tutar
Demokrasilerde yer alan güçler ayrılığı ilkesi demokratik sistemleri dengede tutan ve denetimi sağlayan temel ilkelerden biridir. Yasama, yürütme ve yargı bu güçler dengesinin sağlanmasında önemli roller üstlenir, ancak bu ilkenin de işlerlik kazanması için örgütlü topluma ihtiyaç vardır. Aksi taktirde yasama, yürütme ve yargı erki bir gücün kontrolü altına girebilir. Bu güç bazen yasama, bazen yargı bazen de yürütme erkini kullanarak amacına ulaşmaya çalışır. Hangi erk kullanılırsa kullanılsın bir tek gücün etkisine giren erkler anti demokratik sonuçlar doğurur.
Demokrasinin araçları olan anayasa, parlamento, siyasi partiler, kolluk kuvvetleri ve sivil toplum örgütleri demokrasiyi hayata geçirmekte, koruma ve kollama görevini yerine getirmektedir. Bu araçlar fonksiyonlarını yerine getiremediği zaman demokratik sistemden uzaklaşılmakta ve krizler ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı demokrasiyi yaşatmak için gerekli olan kurum ve kuralları bir kez daha hatırlamaya ihtiyacımız var.
Demokrasi ile Cumhuriyet arasındaki ilişkiye bakıldığında, Cumhuriyete şekil veren temel faktörün demokrasi olduğu görülecektir. Çünkü Cumhuriyetin niteliğini belirleyen ve halkın rejimi haline getiren demokratik esaslardır. Katılımcı yönetim biçimini esas almayan, denetime açık olmayan, tüm kesimlerin rengini veremediği Cumhuriyetleri, demokratik Cumhuriyet olarak nitelemek mümkün değildir.
Demokratik Cumhuriyetlerin önemli ilkelerden biri laikliktir ve din ile devlet işlerinin düzenlenmesinde temel belirleyicidir. Devletin tüm dinlere aynı mesafede kalmasını sağlayan bu temel ilke zaman zaman yanlış anlaşılmış ve uygulanmış, devletin dini ve dindarı şekillendirdiği bir araç olarak kullanılmıştır. Oysa devletin tüm dinlere ve dindarlara eşit özgürlükler tanıması demokratik yönetimlerin temel hedefidir. Bu hedeften uzaklaşıldıkça demokrasiden de uzaklaşılacağı gerçeğini unutmamak gerekiyor.
Demokrasi Sorumluluklar Rejimidir
Ülkemizde demokrasi hep özgürlükler penceresinden değerlendirilmiş, sorumluluklar açısından maalesef değerlendirilmemiştir. Oysa demokratların temel görevlerinden biri sorumlu davranmaktır. Müzik dinlemek bizim özgürlüğümüzdür ancak dinlediğimiz müzik ile başkalarını rahatsız etmemek bizim sorumluluğumuzdur. Bundan dolayı çoğunluğun hakları kadar, azınlık haklarını da teminat altına alan demokrasi aynı zamanda sorumluluklar rejimidir.
Demokrasiyi koruma ve kollama görevini yıllardır askerlere havale etmiş bir toplumda demokrasiye sahip çıkma kültürü maalesef kolay gelişmez. Bu nedenle demokrasiyi zedeleyecek adımlar güçlüler tarafından her zaman atılmıştır. Bu adımlar bazen askeri bürokrasiden, bazen siyasi kadrolardan gelmiş, genellikle de aynı hedeflerde buluşma yaşanmıştır. Demokrasiye müdahaleler zamanla kabul edilmezken, demokrasiye geçiş için hep kahramanlar aranmıştır. Toplumsal iradenin güçlü olmadığı toplumlarda bu görev siyasi liderlere yüklenmekte ve lider demokrasisi dediğimiz eğilimler ortaya çıkmaktadır.
Örgütlü Toplum Demokrasinin Teminatıdır
Örgütlenme, kavramsal olarak bir amaç veya amaçlar doğrultusunda bir araya gelen insan topluluğu olarak tarif edilir. İnsanların bir araya gelmesi ve örgütlenmesi kendiliğinden oluşmaz, ihtiyaçlar ve şartlar bu süreci doğurur. Ülkemizdeki örgütlenmeler de içinde bulunulan ihtiyaçlar ve şartlar nedeniyle doğmuştur. Dini amaçlara dayalı örgütlenmelerden ideolojik örgütlenmelere kadar, tüm örgütlenmelerin temel hedeflerinden biri ülkenin daha iyi yönetilmesi için kadrolar yetiştirmek, medeniyetler inşa etme hedefine ulaşmaktır. Bu kadrolardan yararlanmak her iktidarın hedefi olmalıdır. Her iktidar değişikliği nitelikli kadroların kıyıma uğradığı bir süreç olmamalı devletin devamlılığı bilincinden hareket edilerek davranılmalı değişiklik iradesi ihtiyaç duyulan, yetersiz ve tarafgir kadrolara yönelik kullanılmalıdır. Aksi takdirde ülkesine ve milletine hizmet yerine iktidarların hizmet karı olan kadrolar yaratırız. Devleti, halkın üst örgütlenmesi olarak kabul edersek, temel amaç halka hizmet olmalı, bu amaç bi rlikteliğinde her kesim ve herkes buluşmalıdır.
Müzakerede Teslim Almak Değil, Uzlaşmak Esastır
İçinde yaşadığımız bu günlerde temel ilkelere bağlı, güçler dengesini esas alan demokrasiyi koruma ve kollama görevinin bilincinde olarak davranmak zorundayız. Koalisyonların sağlayabileceği yararları öne çıkararak, kişiler üzerinden sorunu tartışmayı bırakıp, ilkeler üzerinden müzakere etmeliyiz. Aksi taktirde sorunu büyütür ve çözümden uzaklaşmış oluruz. Siyaset sonuç alma sanatıdır ve siyasetçilerden beklenen de çözümsüzlük değil, çözümdür.
Doç. Dr.
Sayım YORGUN