Sivil Toplum Örgütlerinin Önemi ve Demokrasi

huseyin gunSivil toplum demokratik toplumun temelidir. Toplumun sivilleşemediği yerde demokratik yapı kesinlikle oluşamaz dersek abartı yapmış olmayız.

Elbette, tek başına sivil toplum demokrasinin sağlıklı işlediğini göstermez. Toplum demokratik işleyişe ancak ve ancak çeşitli organlar eliyle katılabilir. Bunlar siyasi partiler, meslek odaları, kooperatifler, çeşitli vakıf, sendika ve dernekler olabilir. Çağımızda demokrasi ile yönetilen devletlerde, demokratik yönetimin başarısı, toplumun temsil oranına bağlı olarak ölçülmektedir. Temsil oranının yüksekliği ya da düşüklüğü demokratik yapının başarısında temel göstergedir.

Demokratik olarak gelişmiş ülkelerde bir birey STK’ya üye olurken istekli ve bilinçlidir. Demokratik kültürü özümsemiş bir bireyin STK’na katılması için ikna edilmesine gerek yoktur. Çağdaş insan STK’na katılmanın toplumsal bir görev olduğunu bilir, gönüllü katılımın esas olduğu inancıyla kendiliğinden katılır, üye olduğu STK’dan ne kaparım diye düşünmez üyesi olduğu STK’na ne katarım diye düşünür ve katılır. Ülkemizde ise demokratik bilince sahip olmayan bireyler,üyesi olduğu STK’ya ne katarım diye düşünmüyor,ne kaparım diye düşünüyor.Böyle olunca da STK’ların devamlılığı ve başarısı da uzun olmuyor.

Demokratik kültürün hakim olduğu toplumlarda bireyler STK’ya gönüllü katılırken bu oda, sendika, vakıf veya derneğin (vb) bana ne yararı var gibi bir soru sormazlar. Ancak demokratik kültürün yeterince yerleşmediği toplumlarda sivil toplumun önemini bilmeyen bireyler bu sendikanın,vakfın veya derneğin bana ne yararı var sorusunu sorabilir.

Bir toplum neden sivil toplum örgütlerine (STK) gereksinim duyar? STK’lar neden önemlidir? STK’lar devlet ile toplum arasında köprü görevi görürler. STK’ların işlev görmediği ya da yeterince sağlıklı işlev görmediği toplumlarda devlet tek yanlı karar alır, toplumun beklentilerini ve ihtiyaçlarını dikkate almadan uygulamaya koyar. Devlet aslında tek başına devasa bir örgüttür. Dışarıdan bakıldığında devletin toplumun tümünü kuşattığını sanırız. Gerçekte, şemsiye örgüt olarak öyle gözükse de devlet toplum üzerinde otorite kurar. Topluma verdiği hizmetleri bu otoriter yapı içinde sunar. Bu otoriter işleyiş sürecinde bireyler, tek başlarına kalırlar ve düşünce ve iradelerini paylaşma eğiliminde olamazlar. Bunun nedeni, yalnızlık, korku ve dikkate alınmama endişesidir. Hal bu ki bir çok insan bir araya gelerek aynı düşünce ve ideal etrafında kenetlendiklerinde güç merkezi oluştururlar, düşüncelerini paylaşmaları daha kısa sürede ve kolayca gerçekleşir. Böylece, demokratik toplumun bir gereği olarak herkes ve her kesim demokratik sürecin işleyişinde rol almış olur.

STK’ları devletin görevini yapmazlar. Devletin var olmadığı, boşluk bıraktığı alanları doldururlar. STK’lar temsil ettikleri toplum kesimi adına Devlete hesap sorarlar.

STK’ların fonksiyonelliği ve büyüklüğü toplumun demokratik işleyişe olan inancıyla paralel orantılıdır. İlkel toplumlarda örgütlenme akrabalık, cennette gitme, bölgecilik, klan aile yapıları, korunma, barınma, ihtiyaç temini gibi amaçlarla ve informel yapılar içinde doğal sürecinde oluşurken; çağdaş toplumlarda çeşitli amaçlarla bilinçli olarak formel yapılar içinde oluşturulmaktadır.

STK’larının sağlıklı işlediği toplumlarda bireyin kendini yalnız hissetmeden, sesini duyurması, hakkını araması daha kolay ve alacağı sonuç daha başarılıdır. STK’lar bir anlamda devletin payandası gibidir. Devlet zayıfladığında ya da toplumun beklentilerine cevap veremediğinde, STK’lar otomatik olarak devreye girerler. Komünist rejimle yönetilen bir toplumda ortada hantal devlet örgütünden başka bir yapı olmadığını düşündüğünüzde ne anlatmak istediğim daha iyi anlaşılacaktır.

STK’lar toplumun kaynaşmasında, sağlıklı iletişim kurmasında, ortak kültür, ortak değer oluşturmasında çok önemli ve ihmal edilemeyecek önemde görev üstlenirler. Sosyal, ekonomik ve siyasi birlikteliklerin bir çoğunun kaynağı sivil toplum örgütleridir. Sosyal sermaye kavramı ile açıkladığımız; bireyin- bireye/bireyin kuruluş ve kurumlara/kuruluş ve kurumların birbirlerine/kuruluş ve kurumların devlete olan güvenlerinin oluşturduğu artı sinerji ancak ve ancak STK’lar aracılığı ile oluşturulabilir. Durum böyle olunca bir toplumda STK’lar sağlıklı işleyen sinir sitemine benzetilebilir.

Toplumun hangi kesiminde bir maraz varsa STK’lar orada yer alır, hangi bireyin sıkıntısı varsa onun yüreği, eli kolu ve ağzı olur.

STK’lar birey karşısında orantısız bir güç kullanan devlet otoritesine karşı denge sağlamak gibi görevleri de vardır.

STK’lar hangi alanda ve hangi amaçla kurulmuş olurlarsa olsunlar katılımcı demokrasi ve çoğulcu toplumun oluşmasında aktif roller üstlenirler. Toplumsal dayanışmanın ve kaynaşmanın motorudurlar. STK’lar toplumda adeta sivil mahkeme görevi de üstlenirler. Aynı zamanda İnsan haklarını da savunan STK’larının önemi ve işlevi küçümsenemeyecek kadar büyüktür.

Gelişmiş batı ülkelerinde (Fransa, Almanya ve İngiltere) ortalama yaklaşık 40 kişi başına bir STK düşmekte, Danimarka’da her 16 kişi başına bir STK düşmekte iken ülkemizde yaklaşık 870 kişi başına bir STK düşmektedir. Takdir okuyucunundur. TOBB günümüzde 1 milyon 200 bin üyesi ile Türk özel sektörünün en büyük temsilcisidir ve Türkiye’deki en önemli sivil toplum kuruluşlarından biridir. Ancak Batı ülkelerindeki STK üye sayılarına bakıldığında 20 milyona ulaşan üye sayılara (ABD çevreci örgüt) ile devasa sivil toplum örgütleri ile karşılaşmaktayız. Türkiye’de dernek üye sayısı çoğunlukla 11-100 arasında değişiyor. Ülkemizdeki STK’ların üye sayıları ile batı ülkelerindeki benzerlerinin üye sayıları karşılaştırıldığında ikisi arasında ülkemiz aleyhine oransal bağ kurulmayacak kadar farklılıklar vardır. STK sayıları bakımından da ülkemiz bu konuda çok geri kalmıştır. Almanya’da 2.100.000 dernek faaliyet gösterirken Fransa da 1.470.000 dernek faaliyettedir. ABD’de ise 1.200.000 dernek faaliyet göstermektedir. Ülkemizde ise üzülerek belirtelim ki 2011 yılı itibariyle 87.799 dernek faaliyet göstermektedir.

Ülkemizde 2011 yılı itibariyle STK’lar ile ilgili bazı rakamsal verileri de sizlerle paylaşmak isterim.

  • Ülkemizde ve dünyada sivil toplumun tarihi;
  • Ülkemizde ilk vakfı 1048 de Selçuklular kurmuştur.
  • İlk STK’lar 1200 yıllarında kurulmaya başlamış.
  • İlk kurulan sivil toplumlar, insanlar bir araya gelirse, paylaşırsa cennete girerler, tek insan ise insanlığını kaybeder anlayışına dayalı kurulmuşlar
  • İlk kurulan STK’ların temelinde de gönüllülük vardır.
  • Türkiye’de sendikalar

1.İşçi sendikaları

  • DİSK
  • Hak-iş
  • Türk iş

2.Memur sendikaları

  • BASK
  • KESK
  • KAMUSEN,
  • BİRLEŞİK KAMU İŞ
  • SENDİKALAR-2
  • Hak-Sen
  • Memur-sen
  • Hürriyetçi kamu-sen
  • Anadolu kamu-sen

3. Bağımsız sendikalar

  • Meslek Odaları,
  • Birlikler ve Diğerleri
  • Borsalar
  • Federasyon ve konfederasyonlar
  • İhracatı geliştirme merkezi

Türkiye de Vakıflar
Mülhak vakıf (kendi yöneticileri tarafından idare edilen) 307 adet (5737 sayılı Vakıflar Kanunu’na göre, mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıflara mülhak vakıflar denilmektedir)

  • Mazbut vakıf 31.000 Vakıflar genel müdürlüğünce idare edilen vakıflar.(5737 Sayılı Vakıflar Kanunu uyarınca; Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflara “Mazbut Vakıf” denilmektedir.
  • Gayri Müslimler tarafından kurulmuş 162 vakıf
  • Cumhuriyet döneminde kurulmuş 4.568 vakıf

Dernekler

  • Türkiye’de kurulan dernek sayısı 223.540 dir
  • Fesh edilen dernek sayısı. 135.741
  • Halen 87.799 adet dernek mevcut

Bunların sayısal olarak (ilk üç ve son üç) illere göre dağılımı;

  • İstanbul 17.705
  • Ankara 8396
  • İzmir 4783
  • Kilis 120
  • Tunceli 127
  • Şırnak 130

Türkiye nüfusuna göre üye dağılımı

  • Türkiye Nüfusu 72.561.312
  • Kadın üye sayısı 1.182.155
  • Erkek üye sayısı 6.203.698
  • Toplam Üye sayısı:7.385.853

Amaçlarına göre dernekler-1

  • Dini temelli 15.428
  • Spor 15079
  • Yardımlaşma 14.632
  • kalkınma 10.180
  • Mesleki dayanışma 8.726
  • Toplumsal hayat 6.166
  • Dostluk 4.031
  • Kültür 3.647
  • Sağlık 1.965

Amaçlarına göre dernekler-2

  • İmar 1.412
  • Çevre 1.556
  • Sosyal 1.520
  • Sivil haklar 831
  • Gençlik 682
  • Hayır işleri 571
  • Diğer 437
  • Öğrenci 287
  • Uluslararası 71

DERNEKLERİN BÖLGELER GÖRE DAĞILIMI

  • Marmara %35.5
  • İç Anadolu %18.7
  • Ege %14.2
  • Karadeniz 512
  • Akdeniz %10.1
  • Doğu Anadolu %5
  • Güney Doğu Anadolu %4.5

KURULAN DERNEKLERİN HEDEFLEDİĞİ KİTLELERE GÖRE DAĞILIMI

  • Tüm insanlar %50.8
  • Çocuklar %6.0
  • Kadınlar %5.5
  • Diğer %48

Yıllara göre üye sayısı

  • 2004 yılı 4.738.414
  • 2005 yılı 6.935.419
  • 2006 yılı 7.674.066
  • 2007 yılı 7.181.499
  • 2008 yılı 7.559.754
  • 2009 yılı 7.385.853

 Hüseyin GÜN
 Mobbingder Başkanı